Çocuklarda diş çürüklerinden sonra en sık görülen problem ağız ve diş yaralanmalarıdır. Süt dişi yaralanmaları özellikle yürümeyi yeni öğrenen 1 yaş civarındaki çocuklarda görülmektedir. Daimi diş yaralanmaları ise genellikle okul döneminde, yazın havuz kazaları sonucunda ve sporla ilgilenen çocuklarda görülmektedir. Bunlar dışında bisiklet ve trafik kazaları, düşmeler, kavgalar ve fiziksel şiddet diş yaralanmaları nedenleri arasında sayılmaktadır.
Travma sonucunda süt dişlerinde ya da daimi dişlerde kırıklar oluşabilir, diş tamamen yerinden çıkabilir, diş eti içerisine gömülebilir, yer değiştirebilir, kök kırıkları meydana gelebilir, dudak, yanak ve ağız içi yumuşak dokularda ve çevre destek dokularda yaralanmalar meydana gelebilir. Travma sonucunda meydana gelen yaralanmalar çoğunlukla acil tedavi gerektirirler ve bu durumda ailenin veya öğretmenin soğuk kanlı olması ve en kısa zamanda çocuk diş hekimine ya da en yakın kliniğe başvurması gerekmektedir.
Travmanın ne zaman, nerede ve nasıl olduğu, izlenecek tedavi süreci ve tedavinin başarısı açısından son derece önemlidir. Çocuğun yaşı, genel sağlık durumu, herhangi bir tedavi yapılıp yapılmadığı, dişlerde ağrı olup olmadığı, daha önce travma geçirip geçirmediği diğer önemli faktörlerdir.
Travma sonucunda; sadece diş, diş ve kök, sadece kök ya da çevre destek dokular yaralanmış olabilir. Diş hekimi doğru tanı koyabilmek ve uygun tedavi seçeneklerini uygulayabilmek için detaylı bir klinik ve radyografik muayene yapacaktır.
Süt dişi yaralanmalarında unutulmaması gereken, dişin altında gelişmekte olan daimi diş tomurcuğunun etkilenebileceğidir. Çene içinde süt dişlerinin kökleri daimi diş tomurcuğu ile yakın ilişki içindedir. Dolayısıyla süt dişlerinde meydana gelen yer değiştirme ya da diş etine gömülme şeklinde ki yaralanmalar daimi diş tomurcuğunu da etkileyebilmektedir.
Yaralanma sonucunda diş kırıldıysa, dişin kırık parçası bulunmaya çalışılmalı akan su altında yıkanmalı ve hekime getirilmelidir. Parça uygunsa özel yöntemlerle tekrar dişe yapıştırılabilmektedir. Parçanın uygun olmadığı ya da bulunamadığı durumlarda ise kompozit dolgularla dişin kırık kısmı estetik olarak tamamlanabilmektedir.
Diş tamamen ağızdan çıktıysa, kök kısmına dokunulmadan akan su altında yıkanmalı süt veya su içerisinde saklanarak en kısa zamanda hekime getirilmelidir. Dişin kök kısmına dokunulmaması ve oradaki dokuların zedelenmemesi çok önemlidir. Uygun koşullarda saklanmış ve kısa sürede getirilmiş dişler, klinik muayene sonucunda kemik ve çevre dokuların durumuna göre tekrar yerine yerleştirilebilmektedir. Bu durumda diş hekimi en uygun tedavi seçeneğine karar verecektir.
Travma sonucunda diş sallanıyorsa ancak yerinden çıkmamışsa en kısa zamanda diş hekimine başvurulmalıdır.
Spor kazaları sonucunda meydana gelebilecek diş kırıkları, çene kırıkları ve yumuşak doku yaralanmalarının önüne geçilmesi açısından ağız koruyucularının (mouth guard- sports guard) kullanılması son derece önemlidir. Ağız koruyucuları, dişler arasında bir yastık görevi görmekte ve travma anında dişler üzerinde meydana gelen kuvveti bir miktar yumuşatarak direkt olarak dişlerin ve çenenin zarar görmesini engellemektedir. Ağız koruyucularının hazır tipleri olduğu gibi laboratuvar ortamında kişiye özel olarak hazırlanan tipleri de bulunmaktadır.
Diş yaralanmalarında, mümkün olan en kısa zamanda diş hekimine gitmek, tedavinin başarısında en önemli rolü oynamaktadır. Travmaya uğramış dişler mutlaka diş hekimi kontrolünde olmalıdır. Diş hekimi gerekli gördüğü aralıklarda klinik ve radyografik olarak dişleri ve çevre dokuları değerlendirecek ve uygun önerilerde bulunacaktır.
Çocuk Diş Hekimi Cansu Uzun Önalan