Teknolojinin ve yapay zekanın gelişmesi ile birlikte zamanın hızla aktığı bir dönemde yaşıyor, üzerimizdeki sorumluluklarımızı bu tempoda yerine getirmeye, hayata yetişmeye çalışıyoruz. Bu süreçte insanlar, motivasyonunu yüksek tutmak, enerjisini ve sağlığını korumak için yoga meditasyon, psikolojik danışmanlık, sağlıklı beslenmeye yönelmeye başladı. Bu tablo bize, günümüzde insanların stres yükünün fazla olduğunu ve kişilerin başa çıkmak için kendi yöntemlerini geliştirmeye çalıştıklarını ortaya koyuyor.
Dişler, bizim manevi olarak mesnet aldığımız organlarımızdır. Aslında halk arasında “sık dişini” tabiri ile de sıklıkla dile gelmesinin sebebi de budur. Stresli, hassas bir işle uğraştığımız anlarda dişimizi sıkabiliyoruz. Stres seviyemiz arttığında uykumuzu da etkilemeye başlar. Nasıl bu dönemlerde kötü rüya görüyorsak dişlerimizi de sıkmaya başlıyoruz. Ve bir alışkanlık olan bruksizim çoğunlukla bu şekilde kişilerde görülmeye başlıyor.
Diş sıkmanın etkileri/sonuçları nelerdir?
Dişlerimizi sıktığımızda normal çiğneme kuvvetinden kat kat fazla yük dişlerimize biniyor. Tüm diş dokularımız bu kuvvete göre değil, çiğneme kuvvetlerine göre oluşmuş olduğundan diş sıkma sonucu farklı problemlerle karşılaşıyoruz. Bu problemlerin başında çiğneme kaslarının gelişmesi ile yüzün köşeli/kare haline dönmesi, dişlerin aşınması, çatlak ve kırıkların oluşumu, diş eti problemlerinde ilerleme gelmektedir.
Dişlerimiz bu kuvvetler karşısında aşınsa da protezlerimiz aşınmamaktadır. Protezlerimiz (kaplamalarımız) karşısında eğer diş varsa o dişi daha fazla aşındırır veya porselende kırıklar oluşabilir.
Bizim standart kullandığımız protez materyalleri 2 parçadan oluşmaktadır. Estetiği sağlamak için dışarıdan görünen yüzeyin tamamı porselendir. Ancak porselen yeteri kadar kuvvetli olmadığı için altyapısında bir metal veya zirkonya gibi bir materyal vardır ve porselene gücü bu altyapı verir.
Protez (kron, köprü, kaplama) materyallerindeki gelişmeler nelerdir?
Eskiden sıklıkla metal destekli porselenler yapılırken, diş eti için daha sağlıklı ve estetiği daha yüksek olan materyal olan zirkonya gelişmesi ile birlikte birçok vakada kullanılmaya başlandı. Zirkonyanın hem dayanıklı hem estetik yapısını geliştirmek üzere birçok çalışma yapıldı. Bilgisayar destekli teknolojinin gelişmesi ile de birlikte CAD/CAM sistemleri ortaya çıktı.
Günümüzde zirkonyalar yüksek estetik ve dayanıma sahip olacak şekilde el değmeden kazıyıcı cihazlarda tamamen dijital sistemler ile üretiliyor. Bu sayede porselen yapısına duyulan ihtiyaç oldukça düşmüş oldu.
Ek olarak porselen materyalleri de geliştirilerek ayrı bir şekilde güçlendirildi ve tek başına kullanabilecek hale geldi. E-max dediğimiz materyal güçlendirilmiş porselenin yine dijital sistemler ile makineler tarafından kusursuza yakın üretilmesiyle ortaya çıkmaktadır.
Diş sıkan bireyler diş tedavilerinde hangi materyali tercih etmeli?
Alt yapı ve üzerine gelen porselen şeklinde üretilen protezlerde diş sıkma sırasında porselende chipping dediğimiz kırıklar oluşmaktadır. Bu tabii ki istediğimiz bir durum değildir. Özellikle diş sıkan hastalarda dijital CAD/CAM sistemleri sayesinde tek parça materyaller kullanmayı tercih ediyoruz. Çünkü diş sıkan hastalarda protezler 2 materyalin birbirine tutunma kuvvetinden yüksek bir güce maruz kalması sonucu bu birleşimden kırıklar oluşmaktadır.
Arka bölgelerde özel olarak üretilmiş tek parça(monolitik) zirkonyalar kullanılması yeterli gücü sağlarken ön bölgede estetik açıdan maksimum etkinliği sağlayan emax kronlar(kaplamalar) tercih edilebilir. Tercihe göre tüm ağızda tek parça(monolitik) zirkonyalar veya emax kronlar da kullanılabilir.
Tek parça(monolitik) materyal diş sıkan hastalarda en ideali olmasının yanı sıra zirkonya mı yoksa tam seramik emax kronlar (kaplamalar) tercih edileceğine kişinin diş sıkma kuvvetine göre karar verilmelidir. Bu sebeple, diş sıkan hastalarda muayeneyi yapan hekimin bilgisi ve deneyimi çok kıymetlidir.
Diş sıkan bireyler diş tedavilerinden sonra nelere dikkat etmeli?
Diş sıkan hastalarda yapılan tüm tedavilerde bir gece koruyucu plak (gece plağı, splint) kullanımı altın standarttır. Çünkü özellikle gece, kuvvetin miktarı çok çok yüksektir. Plak sayesinde dişlere gelen kuvvetler dağılacak ve plak tarafından kuvvetin bir kısmı emilecektir. Böylelikle dişlere aşırı kuvvet aktarımı önlenmiş olur. Yine gece plağı sayesinde, kasların boyları bir miktar uzayacağı için sıkma etkinliği de düşecektir.
Diş sıkma botoksu, yine bruksizm tedavisinde uygun hastalarda uygulanabilecek güzel bir seçenektir. Kasların kasılma gücünü normale döndürerek diş sıkma alışkanlığının kas hafızasından silinmesi hedeflenir. Bu gerçekleşmese bile kişinin ağrılarının rahatlamasını, kasların aşırı gelişip şişkin görünmesini engelleyen güzel bir destekleyici tedavidir.
Yine diş sıkmanın etkisini azaltmak için yüz yogası, yüz masajı ile çiğneme kaslarının rahatlatılması, yoga, pilates ile sırt ve boyun kaslarının güçlendirilerek kas gücü dengesinin sağlanması için tavsiye edilir. Diş sıkması sonucu kas yorgunluğuyla oluşan ağrıların azalmasına yardımcı olur.
Hayata gülümseyin…
Dt. İrem Sena Divanlıoğlu